HİERAPOLİS’te Zamanı Dinlemek

2
hierapolis-antik-kenti_8nra

Pamukkale’nin bembeyaz yamaçlarından yukarı doğru yürüdüğünüzde, suyun sesi yavaş yavaş taşların sessizliğine karışır. O an Hierapolis’e vardığınızı anlarsınız. Burada rüzgâr bile geçmişten konuşur; kimi zaman bir tapınağın mermer basamağında, kimi zaman kırık bir sütunun gölgesinde.

Karavan

Hierapolis, MÖ 2. yüzyılda Bergama Kralı II. Eumenes tarafından hem stratejik konumu hem de kutsal kabul edilen sıcak su kaynakları nedeniyle kurulmuş bir kenttir. Adını mitolojik Hiera’dan — kahraman Telephos’un eşinden — alır. Roma döneminde termal sularıyla ünlenmiş, zamanla hem bir şifa merkezi hem de inanç durağı hâline gelmiştir. Bugün bile o suyun buharı havada asılıdır; iyileşmeye dair kadim bir niyet gibi.

PAMUKKALE HİERAPOLİS ANTİK KENTİ | Kültür Portalı

Kente adım attığınızda sizi Roma Kapısı karşılar. Taş döşeli caddelerde yürürken, bir zamanlar burada kalabalık bir hayatın sesleri yankılanırmış gibi gelir. Ardından tiyatroya varırsınız. Yaklaşık 12 bin kişilik bu yapı, MS 2. yüzyılda İmparator Hadrian döneminde inşa edilmiştir. Basamaklarına oturup aşağıya baktığınızda, insanın yüzyıllar boyu değişmeyen ihtiyacını hissedersiniz: bir hikâyeyi dinlemek, bir sahneye tanık olmak.

Hierapolis’in kuzeyinde, antik dünyanın en geniş mezarlık alanlarından biri yer alır: Nekropol. Yüzlerce taş mezar, lahit ve anıt mezar… Her biri farklı bir hikâye anlatır. Bu alanda dolaşırken hüzünden çok bir dinginlik hissedersiniz; ölümün değil, sürekliliğin simgesidir burası. Çünkü bu topraklarda her şey döngüyle yaşar: su buhar olur, taş yosun tutar, insan unutur ama şehir hatırlar.

Biraz ileride, Apollon Tapınağı’nın hemen güneyinde, antik çağda “ölüler diyarına açılan kapı” olarak bilinen Plutonium yer alır. Bu kutsal mağaradan çıkan karbondioksit gazı yüzünden yalnızca rahiplerin içeri girebildiği söylenir. Bugün o alanda durduğunuzda, doğanın gücüne duyulan o eski saygıyı hissedersiniz.

Hierapolis, Bizans döneminde de önemini yitirmemiştir. 4. yüzyıldan itibaren bir piskoposluk merkezi hâline gelmiş, Aziz Philippus’un burada öldüğüne inanıldığı için Hristiyan hac rotalarına dahil olmuştur. Onun anısına yapılan sekizgen planlı Martyrion hâlâ dimdik ayaktadır.

Gezinin sonunda, suyla taşın yeniden birleştiği yere gelirsiniz: Antik Havuz. Roma dönemine ait sütunların arasında yüzmek, tarihle birebir temas gibidir. Su sıcaktır, berraktır; insanın içini tuhaf bir huzur kaplar. Rivayete göre Kleopatra da bu havuzda yüzmüştür — kim bilir, belki o da aynı ferahlığı hissetmiştir.

Hierapolis’te gün batımı tam bir törendir. Travertenler altın bir ışığa bürünür, tiyatro basamakları kızıl bir parıltı kazanır. O an şehrin ne kadar eskidiğini değil ne kadar canlı kaldığını fark edersiniz

Belki de Hierapolis’in sırrı budur: Her şeyin geçici olduğunu hatırlatırken, kalıcılığın su gibi akışta saklı olduğunu öğretmek.

Hierapolis & Travertines Pamukkale: Tour from Bodrum

Küçük Gezi Notları

  • En iyi zaman: Gün doğumu ve gün batımı. Işıklar travertenleri altın rengine boyarken Hierapolis bambaşka bir güzelliğe bürünür.
  • Yanınıza alın: Güneş koruyucu, su ve rahat yürüyüş ayakkabısı.
  • Gezilecek yerler: Roma Tiyatrosu, Nekropol, Plutonium, Aziz Philippus Kilisesi, Antik Havuz.
  • Bilet: Pamukkale giriş bileti Hierapolis için de geçerlidir.

Hierapolis, antik bir kenti gezmekten fazlasını sunar. Burada tarih ve doğa yan yana durur; geçmişin sessizliği, bugünün merakıyla buluşur. Her adımda insan eliyle doğanın iş birliğini hissedersiniz — sıcak suyun içinde yüzmek bile, bir tür zaman yolculuğuna dönüşür.

 

About The Author

2 thoughts on “HİERAPOLİS’te Zamanı Dinlemek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir