Masal Yurdu Gürcistan’a Giden Şair ve Yazarlar

0
batum-gezi-rehberi

Kafkasların eteği Gürcistan’a yapılan muhteşem edebi, kültürel ve folklorik geziden sizlere bahsetmek isteriz. Gürcistan/Batum gezisi, bir bahar mevsiminde ılgıt ılgıt eden Kafkas rüzgârları altında gerçekleşti. Bu gezi sayesinde kırka yakın şair ve yazar Gürcistan’da dört günlük muhteşem bir seyahat yaptılar. Sanat ve kültürel faaliyet dolu bu gezi hakkında bizde kalan izlenimlerimizi sizlerle paylaşmak isteriz.

Sizlere öncelikle Gürcistan hakkında kısa bilgi verelim; başkenti Tiflis olup yaklaşık 1 milyona yakın nüfusa sahiptir. Gürcistan’ın toplam nüfusu yaklaşık olarak 4 milyondur. Yüzölçümü 70 bin km. Karedir. Hristiyanlık ve Müslümanlık yaygın dindir. Gürcüler, Türkler, Lazlar yaygın nüfustur.

Türkiye’nin dört bir yanından bir araya gelen kırk yazar-şair, edebiyatın ve keşfin heyecanını bir arada yaşamak üzere Karadeniz’in incisi, Gürcistan’ın gözdesi Batum’a doğru unutulmaz bir yolculuğa çıktık. Mayıs ayının o güzelim günlerinde, şiirin ilhamıyla ve yeni yerler görme arzusuyla dolu yüreklerimizle Gürcistan’ın bu büyüleyici Batum şehrine ayak bastık. Malumunuz Gürcistan bizim sınır komşumuz ve tarihsel kültürel bağımızın yüksek olduğu bir ülke. Sarp sınır kapısından elimizi kolumuzu sallayarak kendi evimize girer gibi nüfus cüzdanımızla girdik. Bir ülkeden bir ülkeye bu kadar kolay giriş takdire şayan.

Batum, ilk bakışta modern mimarisiyle göz kamaştırırken, tarihi dokusuyla da bizleri adeta zamanda bir yolculuğa çıkardı. Palmiye ağaçlarıyla süslü uzun sahil şeridi, engin Batum ovası, endemik floralı Kafkas dağları, Karadeniz’in hırçın dalgalarıyla buluşurken, biz şairler de bu manzaraya karşı içimizden geçen dizeleri mırıldanmaktan kendimizi alamadık. Karadeniz’in mavi sularıyla Çoruh’un boz bulanık sularının buluştuğu noktada oluşan Batum delta ovası görülmeye değer. Çoruh’un o dizginlemeyen, dünyanın en hızlı akan suları Bayburt’un Mescit dağlarından doğarak köyüm Baksı’nın alt tarafından geçerek, Artvin ili sınırlarından Batum ovasına ulaşıp, Karadeniz’e dökülerek sakinliğe hatta vuslata ermektedir. Bunları seyretmek şahsım adına ne büyük saadet olsa gerek. Çocukluğumda Çoruh’un kenarında hep hayal kurardım; acaba bu sular nereye gidiyor diye merak ederdim. Yıllar sonra bu merakımın cevabını almanın mutluluğunu yaşamak ne güzel.

Gezimizin ilk günlerinde, şehrin kalbi niteliğindeki Avrupa Meydanı’nda adeta büyülendik. Ortasında yükselen Medea Heykeli, mitolojik bir öyküyü günümüze taşırken, çevresindeki rengârenk binalar ve hareketli atmosfer bizlere ilham verdi. Meydanda toplanıp birbirimize şiirler okuduk, edebiyat üzerine sohbetler ettik. Farklı şehirlerden gelen şairlerin ortak paydası olan şiir, Batum sokaklarında yankılandı. Batum şehri gece-gündüz sular ve renkler şehri olarak bizlerde büyük etki oluşturdu.

Sonraki günlerde, Batum’un tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmeye koyulduk. Tarihi sokaklarında yürürken, Osmanlı ve Rus İmparatorluğu’nun izlerini taşıyan yapılar bizleri geçmişe götürdü. Aziz Nikolas Kilisesi’nin mistik atmosferi ve Batum Sinagogu’nun etkileyici mimarisi, farklı kültürlerin bir arada nasıl barış içinde yaşadığına dair önemli birer kanıttı. Batum kentinde bulunan tarihi ahşap ayakları olan camide Gürcüce dinlediğimiz hutbe ve kıldığımız Cuma namazı sonrası Ahıska Türkleriyle şadırvanda yaptığımız sohbetin tadına doyum olmazdı.

Yeşilin ve mavinin iç içe geçtiği Batum Botanik Bahçesi ise adeta bir şiir bahçesi gibiydi. Dünyanın dört bir yanından getirilen binlerce farklı bitki türü arasında dolaşırken, doğanın eşsiz güzelliği karşısında hayranlığımızı gizleyemedik. Her bir çiçek, her bir ağaç sanki bize fısıldayan bir dizeydi. Bu huzurlu ortamda, defterlerimize yeni şiirler karaladık, doğanın ritmiyle kendi iç sesimizi dinledik. Ruslar döneminden kalma bu bahçe, Karadeniz’in kıyısında muhteşem florasıyla bizleri büyüledi. Akülü arabayla botanik bahçesini güzelce bir turlayıp, yöresel satıcılardan aldığımız Kafkas balının lezzeti hala ağzımızda kaldı dersem mübalağa yapmış olmam.

Batum Bulvarı boyunca yaptığımız yürüyüşler ise gezimizin en keyifli anılarından biri oldu. Bir yandan Karadeniz’in serin esintisi yüzümüzü okşarken, diğer yandan modern heykeller ve sanatsal yapılar dikkatimizi çekti. Aşk Heykeli’nin hareketli figürleri, ebedi sevdaya dair duygularımızı harekete geçirdi. Akşam saatlerinde bulvar üzerindeki kafelerde oturup çayımızı yudumlarken, günün yorgunluğunu attık ve edebiyat sohbetlerimize kaldığımız yerden devam ettik. Adeta ışıklar kenti olan Batum’da devasa binaların üzerinde hareket eden ışık cümbüşünü seyretmeğe doyamadık.

Batum’un meşhur teleferiğiyle çıktığımız tepe ise şehri kuşbakışı izleme fırsatı sundu. Aşağıda parıldayan ışıklar, denizin sonsuz maviliği ve etrafımızı saran yemyeşil dağlar, adeta bir tablo gibiydi. Bu manzara karşısında hepimiz aynı anda suskunlaştık ve içimizden geçen bin bir türlü duyguyu kelimelere dökmekte zorlandık. Belki de en güzel şiirler, böyle anlarda, kelimelerin ötesinde yazılıyordu. Teleferikle Kafkas dağlarına doğru yükseldikçe içimizdeki şiir yazma ilhamı arttıkça arttı. Yüksekten Batum’un eski ve yeni mahallerini seyrettik. Hatta tarihi mezarlığın rengârenk süslü mermer taşlarını bile seyrettik.

Gezimiz boyunca Batum’un lezzetli mutfağını da keşfetme fırsatı bulduk. Hinkal, haçapuri gibi yöresel tatlar damaklarımızı şenlendirirken, Gürcülerin her kahvaltıda içtikleri armut suyunun eşsiz aroması sohbetlerimize ayrı bir keyif kattı. Yerel restoranlarda bir araya gelip yediğimiz yemekler, sadece karnımızı doyurmakla kalmadı, aynı zamanda aramızdaki bağları da güçlendirdi. Kafkas mutfağının eşsiz tadına vardık.

Alış-veriş yapmak için gittiğimiz pasajlar hem uygun hem de aradığınız her şey var. Halkla iç içe olduk, bizim Karadeniz halkından hiçbir farkları yok. İçten, samimi ve Türkleri aşırı seven, hatta Türkleri en yakın akraba, dost gören Gürcü halkı. Nasıl olmasın ki iç içe girmişiz, Rus zulmünden kaçan on binlerce Gürcü Anadolu’ya sığınmıştır. Bu coğrafyada ortak kültürü ekmeği paylaşmışız. Acara Türk Özel Bölgesi, Ahıska anlatılmaya değer çok şeyi olan yerler.

Batum’daki dört günümüz, edebiyat, keşif ve dostlukla dolu unutulmaz anılarla taçlandı. Kırk Türk şair-yazar olarak, bu güzel şehirden ilham alarak, yeni şiirlerle ve kalbimizde sıcacık hatıralarla ayrıldık. Batum, sadece coğrafi bir nokta olmanın ötesinde, edebiyatımızın ve dostluğumuzun unutulmaz bir durağı olarak hafızalarımıza kazındı. Bir sonraki edebiyat yolculuğumuzun rotası neresi olur bilinmez ama Batum’un bizde bıraktığı izler daima taze kalacak. Gürcistan farklı bir coğrafya olmanın ötesinde herkesin görmesi gereken önemli bir lokasyondur. Bu masal diyarı tadında olan ülke bizlerde şiir şevkini coşturdu ve dizeler kalemimizden döküldü.

 

Masal Yurdu Gürcistan

 

Gül açar demet demet Kafkas’ın eteğinde

Kestane renkli toprak Gürcistan göbeğinde

Çoruh’un içli sesi aks Batum deltasında

Kolşik flora orman gözlerin ortasında

Bir farklı yaşam tarzı Acara Özerk Bölge

Altın kumlu sahiller buluttan gümüş gölge

Masal yurdu Gürcistan Türkiye’den bir köşe

Kafkas’ın güzelleri yüzlerinde menekşe

 

Karadeniz’in sisi tepelerini kaplar

Hem hüzün hem ihtişam vadilerde kalp hoplar

Kavisle uzar deniz mavilikten siyaha

Nemli bulut altında şebnem açan sabaha

Yeşilin bin bir tonu botanik bahçeleri

Kıvrak ve hızlı olan Kafkas’ın lehçeleri

Masal yurdu Gürcistan milletlerin durağı

Tütün mısır nebatat yeşil altın yaprağı

 

Rioni, Alazani, Çoruh, Kura Nehirler

Tiflis, Batum, Ahıska, Gori, Poti şehirler

Bir rüya âleminde renkli kültürel öge

Lezzetlerin diyarı “Hinkal” gibi yemeğe

Şara, Uşba Kafkaslar yükselirken göklere

Şırıl şırıl dereler kuş sesi yüreklere

Masal yurdu Gürcistan göklerde bülbül sesi

Yarı tropik iklim Karadeniz nefesi

 

Yükselir tulum sesi uzar vadiler ardı

Kafkas oyunlarıyla coşmak insan muradı

Paravani ve Ritsa engin ve dingin göller

Dağların arasında açar rengârenk güller

Dağınık yerleşmeyle teşbih tanesi konak

Tepelerin üstünde görünüşü ne berrak

Masal yurdu Gürcistan dağ, vadi, ova deniz

Anlatılmaz yaşanır gelip de bir görseniz

 

Bölgenin can damarı işlek Batum limanı

Dağların eteğinde Karadeniz dumanı

Ey! Shota Rustaveli efsanevi ozansın

“Kaplan Postlu Şövalye” ne de güzel yazansın

Karadeniz Boyunca uzar Batum sahili

Su ve ışığın dansı görselliğin aşk dili

Masal yurdu Gürcistan ne güzel yaratılmış

Cennet gibi bir köşe insan için atılmış

 

En candan ve samimi Türkiye’nin komşusu

Günübirlik şurada bir adım kuş uçuşu

Tarihlerin boyunca ortak kültürel bağlar

Karadeniz devamı aynı su aynı dağlar

Aynı coğrafyaların kardeş insanlarıyız

Sevdalarla yoğrulmuş mazlum vicdanlarıyız

Masal yurdu Gürcistan özgür ve kardeş ülke

Bağrını sonsuz açmış Gürcü, Laz ve Türk’e

8-11.05.2015/ Batum-GÜRCİSTAN

About The Author

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir