deli

2024 Yılı Günlüğüm 1

3 Ocak 2024

Çocuklarınız sizin aracılığınızla dünyaya gelmişlerdir ama size ait değildirler.

Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil, onların kendilerine ait düşünceleri olacaktır.

Çocuklarınızın bedenlerini barındırabilirsiniz ama ruhlarını değil. Ruhların kendilerine ait barınakları vardır.

Çocuklarınızı giydirebilirsiniz ama ruhlarını değil… onları giydirseniz de onların ruhlarını giydirmediğinizde ayıplarını ve yanlışlarını setredemezsiniz…

Çocuklarınızı kendi zamanınızın şartlarına göre yetistirebilirsiniz ama onların yaşayacağı zamana göre değil..

Çocuklarınızı büyütebilirsiniz ama onları değiştiremezsiniz…

Çocuklarınız sizlere isyan edebilirler ama siz onları üzemezsiniz…

İ. Halil er

14 Ocak 2024

Osmanlıca ilk öğretimden itibaren mecburi olmalıdır.

Lise öğrencilerimiz Fuzuli’yi, Bakiyi orjinalinden okuyup anladıklarında medeniyet kuracak dile ve düşünme melekesine ulaşmış oluruz.

EK

Hatta Osmanlıca dersini Türkçe’nin içinde “eski Türkçe” adıyla bir bölüm olarak gösterebilir böylece gelebilecek tepkileri azaltabiliriz. Bütün milletler eski dillerini muhafaza eder ve okullarda yeni nesle öğretir. İngiltere’de Şekspir’i her İngiliz anlaması gerekir. Bunun için dersler verilir.

16 Ocak 2024

Resûlullah erkeklere eşlerinin hatalarına karşı kin tutmamayı ve affedici olmayı tavsiye etmiş:

“Bir kimse karısına kin beslemesin. Onun bir huyunu beğenmezse, bir başka huyunu beğenir.” (Müslim, Radâ, 61

24 Ocak 2024

Eğer an turki şirazi be dest ared dili ma ra

be hale hinduyeş bahşem semerkand u buhara ra

Eğer o Şirazlı Türk güzeli kalbimi feth ederse

Onun tek bir siyah beni için Semerkand’ı da Buhara’yı da veririm.

Hafız Şirazi

 hükümdar bu şiiri duyunca hafızı huzuruna çağırmış hiddetle…

– Ula mendebur! ben o şehirleri almak için bir çok savaş yaptım, kan döktüm; sen bir kadının benine mi bağışlıyorsun demiş…

hafız boyun bükmüş ve

– “Şairlerin her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmez misin?” (şuara 224-226) ayetini okuyarak yakayı kurtarmış 🤭

25 Ocak 2024

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

imam-kuseyri’den

Bu devir insanları, helal – haram ayrımını terkettiler.

Büyüklere hürmeti ve onlardan utanıp çekinmeyi bir kenara attılar.

 İbadetleri hakkı ile yerine getirmeyi hafife aldılar.

Namazı ve orucu önemsemediler.

Gaflet meydanında boş işlere daldılar.

 Şehvetlerinin peşine düştüler.

Hiç önemsemeden haram işlere bulaştılar.

Abdulkerim Kuşeyri

Kuşeyri risalesi

 

26 Ocak 2024

Teşekkürler Güney Afrika

30 Ocak 2024

Gazze’de havyvanlar bile zulümden nasiplerini aldılar…

1 Şubat 2024

Bir Garip öldürüldü

Hakikat, öldürmekle susturulamaz.

Onlar sanıyorlar ki,

biz sussak mesele kalmayacak.

Halbuki biz sussak,

tarih susmayacak.

Tarih sussa,

hakikat susmayacak.

Onlar sanıyorlar ki,

bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.

Halbuki bizden kurtulsalar,

vicdan azabından kurtulamayacaklar.

Vicdan azabından kurtulsalar,

tarihin azabından kurtulamayacaklar.

Tarihin azabından kurtulsalar,

Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar.

Böyle bir garibi öldürmekle ne kazandınız?

Not: Katılmadığım düşünceleri olsa da, gerçek bir âlim olmasa da samimi bir müslüman olduğunu düşünüyorum. Böyle insanlarımızı bir kalemde harcamayalim. Bu din hepimizin. Herkes çapı ve bilgisi kadar çaba gösterse ne güzel olurdu.

Hiç bir insan fikirlerinden dolayı öldürülmemeli

Ama secdede iken şehit olmak da kıskanılacak bir son, herkese nasip olmaz.

 

3 Şubat 2024

– Sürekli birbirinizi eleştirip durmayın!

Saygınız biter

– Birbirinizin ayıp ve kusurlarını depolamayın!

Sevginiz biter

– Sorunlarınızı çözmeden bırakmayın!

Ülfetiniz biter

– Birbirinizle küs kalmayın!

Muhabbetiniz biter

– Tartışmayın!

Hürmetiniz biter.

– Dostlarınızla siyaset tartışmayın.

Dostluğunuz biter.

– Dini konulari sürekli tartışmayın.

İhlasiniz biter.

 

4 Şubat 2024

Alev Alatlı’dan Muhteşem Nasihatler

Bu vesileyle üniversite ogrenciligimden beri tanıyıp takip ettiğim üstada Allah’tan rahmet diliyorum.

“Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl.

Ey, Oğul! Her şeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla anlaşılamaz; pergele, cetvele gelmez bu ülke. Kendisine has bir kimliği vardır, Türkiye’ye sadece iman edilir.

Ey, Oğul! Devirli bir oluşumdur, tarih. Sakın ola ki, ezelden ebede dümdüz uzanan doğrusal bir hat bellemeyesin. Güneş, her gün daha mütekâmil bir dünyaya doğmaz. Gün olur, en gerideki, en öndekinden ilerde olur. Aristarkus, Kopernik’e “zıpçıktı astrolog” diyen devrimci Martin Luter’den daha ilericidir. Ahmet Yesevi, Kadızade Mehmet’in çok ötesinde.

Ey, Oğul! Bir şeye ille de benzeteceksen her budağından sürgün atan salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzet tarihi. Bir sürgünü çiçeğe dururken, diğeri meyve vermekte, bir diğeri ise kurumaktadır. Bir çağda birden fazla çağ yaşanır.

Ey, Oğul! Sen, sen ol, çağdaş sözcüğünü insanlık tarihinin en ileri aşamasıdır belleme. Kimi medeniyet yükselirken, kimi çiçeğe durmakta, bir diğeri gerilemekte, beriki çökmektedir. Tek bir sürgüne takılıp kalma, bütüne bak. Ekolojiyi kolla ki, tarih çalısı, sürgün vermeyi sürdürebilsin. Bir şeyden korkacaksan, soğuyan Güneşin seni yarı yolda bırakmasından korkmalısın.

Ey, Oğul! Tarihin olanı değil, “olması gerekeni” kaydetmesi gerektiğini vaaz eder Aristo. O gün, bugün, tarih yazıcılarının kısm-ı azamı kendilerini yandaş sürgünlerin geçmişini asilleştirmekle yükümlü hissederler. Eski çamların bardak olmaları da bundandır, ne Osmanlı ne de Cumhuriyet tarihinin hakkıyla yazılamamamış olması da bundan.

Ey, Oğul! Güneşin balçıkla sıvanmadığı söylemi, zamanın ruhuna yenik düşenlerin avuntusudur. Tarih şahittir ki, güneş balçıkla sıvanabilir, gerçeklerin üstü örtülebilir. Hakikat sükût suikastına kurban gidebilir, hiç söylenmemiş, dile getirilmemiş gibi olabilir. Umumun zihniyetine ters düşen gerçek, öfke uyandırır. Sapkınlıkla, sapıklıkla suçlanır, savunmasız kalır.

Ey, Oğul! Hakikatın bu yüzyıldaki en yaman hasmı, dünyanın yeni düzenine revaç veren “doğru”lardır. Dünyaya çeteler hükümran olduğunda evrensel kamuoyuna hitap eden ahkâm, insana dair hakikatı yansıtmaz olur. Hakim kültüre ters düşen toplumlar düşkün ilan edilir, milletler camiasından sürülürler.

Ey, Oğul! Kâfir de olsan, Müslüman değilim, desen de Türk sayıldığın bir coğrafyanın çocuğusun. Sen sen ol, 21. yüzyılın şen şakrak ahkâmına yine de kapılma. ’79 İran rehine krizi, Körfez, Somali, Irak, Libya kulağına küpe olsun. Rahmetli Edward Said’i ıskalamayasın.

Ey, Oğul! Medyadan medet umma. Medya, özgür olabilemez. Medya’nın başarısı umumun zihniyeti doğrultusunda ürün vermesiyle kaimdir. Gazeteci, gerçek düşüncesini bağlı olduğunu gazeteye sokmamak için para alandır. İnsanoğlunun hafifmeşrep, hafızay-ı beşerin nisyan ile malûl olduğunu bil, bugünün en silisiz gazetesinin, yarının en muteber tarihi vesikası sayılacağını aklından çıkarma.

Ey, Oğul! Sen ki müstakbel bir babasın, hakim ahkâmın etlerini kılçıklarından ayırmasını öğrenmelisin. Mal, mülk, kılık kıyafet, itibar, sempoziyumlar, paneller göz kamaştırır. Sıkılmış yumruklar, keskin bakışlar, konserler, mitingler gönül çeler. Pop zihniyetin doğru saydığını nihai hedeftir diye belleme. Şaşaalı kabullerin kendi gerçeklerini karartmasına izin verme. Akranlarının aklına ille de uyma. Genelde kabul gören ahkâma saygılı bir mesafede dur. Haktan ayrılma, gerçeklerden kopma ki, hakikat sulpunun yolunu bulabilsin.

Ey, Oğul! Kahraman “kahr”dan türeme, kahramanlık konjönktürel. Görkemli törenlerle üstün hizmet madalyaları tevdi eden, umumun zihniyeti. Kahramanlığın hallerden bir hal, umumun ayran gönüllü olduğunu unutmayasın. Oysa yiğitlik içsel bir haslettir. Haysiyetliliktir, erdemliliktir, cesarettir, mertliktir; samimiyettir, sadakattir, vefadır. Üstün ahlâktır, kârsız sevgidir, ölçülü saygıdır. Dobra ama patavatsız değil, cömert ama savurgan değil, yürekli ama saldırgan değil, inançlı ama yobaz değil, içten ama ahmak değildir yiğit.

Ey, Oğul! Kahraman, gücü yetmediğinde kahraman olmaktan çıkar. Yiğit, gücü yetmese de yiğit kalır. Yiğitlik madalyası yoktur. De ki, takınamadın, ne gam? Sen öyküneceksen, kahraman olmaya değil, yiğit olmaya öykünesin.

Ey, Oğul! Akranıyla uçmayan kuş, semada hu çeker derler. Sen sen ol, kankalarını sıradışı zekâlardan seç. Edepsizden edebini satın al. Cehl ile söyleşme ki, konjönktürel ahkâm seni fenersiz yakalayamasın.

Ey, Oğul! Bayağılık geçer akçe olup yüreğini daralttığında varıp büyük edebiyatçıların kapılarında yatasın. Neş’et Ertaş, her kahramanın yiğit olmadığını en iyi bir bilendir. İnsan serüvenin üç yüz senaryodan ibaret olduğunu sana William Shakespeare hakkıyla anlatır. Manzaray-ı umumiyi İbni Haldun hocadan sor. Cemil Meriç üstadı ihmal etme ki, özgün sanılan tekliflerin arkasına saklanmış Godot’u bekleyen asıl eserleri gösterebilesin.

Ey, Oğul! Sakın ola ki, kitapları kendi düşüncelerini doğrulatmak için okuyanlardan olmayasın. Okumak gece yolculuğuna benzer, unutmayasın. Kelimeleri karayollarının karanlık susaların iki yanlarını işaretlemek için yerleştirdiği fosforlu kedigözleri gibi düşüneceksin. Kedigözlerinin kendilerine ait güç kaynakları yoktur. Kitap sayfalarındaki kavramlar misali hayata gelmeleri, parlayabilmeleri için far ışıklarının üzerlerine düşmesi, onları aydınlatması gerekir.

Ey, Oğul! Sürücünün ehil olanı, kelimeleri aydınlatanın kendi farları olduğunun şuurunda olandır. Bırakıp gittiğinde susanın yeniden karanlığa bürüneceğinin, kararan metinlerin gecenin zifrini delemeyeceklerinin idrakında olmalısın. Bilgiyle gerdeğe girmek isteyen sürücünün ehil olması gerekir.

Ey, Oğul! Direksiyon başındaki o sürücü sensin. Kavramların dile gelebilmeleri için tekeri uygun yönde kırması gereken de sen. Kitap kapaklarını örtme ki sayfalara ışık sızabilsin, kelimeler, kavramlar parlasın. Tekinsiz bir yüzyıla denkleyen ömrün, karanlığa gömülmesin.”

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.

 

5 Şubat 2024

İbn Haldun’a sorarlar:

Çocuklarımızı nasıl terbiye edelim?

Der ki:

Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın.

Zira zaten size benzeyeceklerdir.

Kendinizi terbiye edin yeter.

 

6 Şubat 2024

Şubat depreminde vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum.

Bir daha böyle bir felaketle karsilasilmamasi için

1-GSM şebekelerin ve internet altyapisinin buna göre dizayn edilmesi

2-Ordu’nun merkezden talimat beklemeden felaket durumunda insiyatif alabilmesi ve askerin halka yardım etmesi. Askeri malzemelerin ve sahra hastahanelerin acilen faaliyete geçmesi.

3-Belediyelerin deprem ve benzeri felaketlerde kullanacagi malzemelerin depreme dayanıklı yerlerde muhafaza edilmesi.

4-Binaların depreme dayanıklılığının kontrolü ve depreme dayanıklı binaların yapilmasi

5-Deprem anında sevkiyat için alternatif ulaşım yollarının oluşturulması

Ve buna benzer derslerin çıkarılıp hazırlık yapilmasi.

Unutmayın ki depremden ziyade hatalarımız bizim canımıza mal oldu. Kader deyip sorumluluktan kaçınmak yerine Allah’ın verdiği aklı kullanmalıyız.

 

7 Şubat 2024

KAÇ HADİS VAR

Buhârî 9082 hadîs (Tekrarlarıyla)

Müslim 7275 hadîs (Tekrarlarıyla)

Nesâî 5724 hadîs (Tekrarlarıyla)

Ebu Dâvud 5274 hadîs (Tekrarlarıyla)

Tirmizî 3951 hadîs (Tekrarlarıyla)

İbnu Mace 4341 hadîs (Tekrarlarıyla)

Toplam 35647 hadîs (Tekrarlarıyla)

Bazılarınca Kütüb-i Sitte’den sayılması nedeniyle Muvattayı da göz önüne almak gerekirse, Muhammed Fuad Abdulbâki’nin baskısı itibariyle 1826 hadîs mevcuttur. (alıntı)

Not: Tekrarlar çıkarıldığında rakam bunun üçte birine kadar düşüyor. İbni esir’in yaptığı kutubu sitte (ibni mace hariç, muvatta dahil) külliyatında tekrarları çıkarttıktan sonra kalan hadis sayısı 9523 olduğu görülmektedir.

 

9 Şubat 2024

Bu ülkede siyaset halk için yapılmaz.

 

8 Şubat 2024

Bu ülkede parayla satın alınamayacak kişi ve makam kalmadığını da gördük.

 

10 Şubat 2024

Kapitalizm fakirden alıp zengine verir..

 

11 Şubat 2024

Beyin düşünmeyi sevmez aslında

Biz düşünmeyi

Analiz etmeyi

Ve çözümlemeyi

Öğretmek yerine

Ezberlemeyi öğreterek

Zombileştirdik…

Çünkü bizim için düşünen, sorgulayan insan tehlikeliydi.

Muti ve itaatkar olması iyi vatandaş olması için yeterliydi.

İnsanların;

İnternet

Tv

Medya

Geçim kaygısı

Kadın

Maddiyat ve

Çocuk

Tüm benliklerini kapattığından artık düşünecek bir kalp anlayacak bir akıl kalmadı.

Hepsi zombileştiler.

Düşündükler aslında başkalarının onların kafalarına nakşettiği kalıplardı.

 

12 Şubat 2024

“Her şey bittiğinde hatırlayacağımız; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır!” Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’i ..

 

13 Şubat 2024

Dünyaya fazla anlam yüklemeyin/şımartmayın..

geldiniz

yaşıyorsunuz

gideceksiniz…

sadece erdem yolunda yaşadığınız bir menzil…

 

14 Şubat 2024

TATLI UYKULAR GÜZEL YURDUM VE GÜZEL İNSANLARI

Maden Faciası

Erzincan’da yaşanan maden faciasında ölenlere Allah’tan rahmet dilerim.

Bu arada şunu da belirtmek isterim ki bizim ülke bunun gibi şeyleri daha çok yaşayacaktır.

Çünkü bu ülkede yaşayanlar ülkelerinin Batı’nın bir sömürgesi olduğunu hala bilmiyorlar…

Siz sömürgesisiniz.

İtiraz edemezsiniz.

Kanadalı (Amerikalı) firma ülkenizde siyanürle altın arayabilir. Kendi ülkesinde bir ağaç dalının kesilmesini yasaklarken sizin ülkenizde orman yok edebilir.

Çevreyi kirletebilir.

Kazandığından bir kısmını rüşvet, kalanından ufak bir pay vererek size lütufta bulunabilir.

Facialar yaşandığında onlar sorumlu değildir. Tek bir Avrupalıyı yakalayıp yargılayamazsınız. Yargılarsanız bile sadece halkın gazını almak için bir iki uyduruk yargılama yapar arka kapıdan salarsınız.

Siz sadece orada çalışan üç beş Türk idareciyi yargılar mahkum edebilirsiniz.

Çünkü sömürgesiniz…

Sadece bunu bilmiyorsunuz…

Kölesiniz

Efendilerinizi tanıyın ve itaat edin…

Bu ülke şirketler üzerinden sömürülüyor. Halk, şirketlerin yatırım yaptığını ve zengin olacağını düşünüyor. Askerlerle değil şirketlerle sömürülüyor. Böylece sömürü olmadığını düşünüyoruz…

Ama ne dersek diyelim uyanmayacaksınız…

Sömürünün ve köleliğin devam etmesini en çok köleler arzu eder…

Halbuki kölelerin zincirlerinden başka kaybedebilecekleri başka bir şeyleri yok…

Bu ülkenin tüm yer altı ve yer üstü kaynakları hatta bizler batının malıyız…

Hepimiz Malız…

mal olarak değerimiz kalmadığında Gazze’de olduğu gibi naklen ve canlı yayınla yok ediliriz…

Ek

Her gün doğalgaz ve petrol kuyularının bulunduğu haberleri ile seviniyoruz. Kendimizi Arap ülkeleri gibi zengin olacağımızı düşünürken, arkasından petrol zamları ile neye uğradığımızı şaşırıyoruz…

Bu ülkenin sahibi biz değiliz…

Biz sadece burada maraba olarak yaşamasına izin verilmişleriz.

Çok fazla kafalarını bozarsak Suriyelilerin sürüldüğü gibi kapı dışarı bile edilebiliriz…

 

15 Şubat 2024

Afrika’da (Çad) görev yaptığım sırada ülkenin yeraltı zenginliklerine göre insanların ve ülkenin fakirliği beni çok düşündürmüştü.

Düşünebiliyor musunuz petrol ve uranyum denizi üzerinde bulunan ve Petrol ihraç eden ülkeler (Opec ) üyesi olan bir ülke ve aynı zamanda dünyanın en fakir ikinci ülkesi…

Yani ülkemizin de pek bir farkı yok…

Petrol, Doğalgaz ve Altın rezervleri üzerindeyiz… Ama yoksulluk sınırlarının altında yaşıyor, petrolü en pahalı tüketen ülke oluyoruz…

Çıkaramıyoruz

Çıkartmıyorlar

Ya da elimizi kolumuzu bağlamışlar…

Ülkede bilimsel çalışma, üretim, sanayi ve hatta tarım yapılmaması için kanun, yönetmelik ve mezvuatlarla elimizi kolumuzu bağlamışlar…

Biz ancak sömürüldüğümüzü bilirsek kurtuluruz…

Önce bilinç gerekli

 

16 Şubat 2024

SİYANUR

Siyanurla altın arama ve madencilik tüm dünyada yasaklanırken bizde serbest olması, devletin nezdinde insanlarımıza verilen değeri göstermektedir.

Acaba bu Kanadalı firma kendi ülkesine bu kadar rahat hareket edebilir miydi?

İnsan hayatı bu kadar mı ucuz?

 

17 Şubat 2024

Her başarısızlık başarıya ulaşan bir basamaktır.

 

22 Şubat 2024

Batman’ın sevilen âlimi dostumuz ve çok sevdiğim Seyda Tahir Baran Hoca bugün Ankara’da tedavi gördüğü hastahanede vefat etmiştir.

Birlikte yapacağımız çok projeler vardı ve bunları sürekli konuşuyorduk.

Kendisine Allah’tan rahmet ve sevenlerine sabrı cemil diliyorum.

 

About The Author

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir