“ENDÜLÜS” Şiiri (Ebü’l-Beka er-Rundi)
Ebu’l-Bekâ er-Rundî Sâlih b. Yezîd b. Sâlih b. Şerîf, er-Rundî nisbesiyle, Ebu’l-Bekâ (el-Makkarî,1968, II, 246; elMakkarî, 1980, I, 47) ve Ebu’t-Tayyib (el-Ensârî, 1984: IV, 137) künyeleriyle şöhret buldu. 601/1204 yılında doğdu ve 688/1284 yılında vefat etti. İşbilye yakınlarında bulunan bir şehir olan erRund’e nisbesinin onun bu şehirde doğduğunu veya en azından atalarının bu şehirde yaşadıklarını bildirmektedir (Lisânuddin el-Hatîb, 1975; III, 360-363; Rahhâl, 1966: 10). Buna göre, kendisinden Endülüs’ün son ediplerinden biri olarak bahsedilen er-Rundî (Lisânuddin el-Hatîb, 1975: III, 360) hicri yedinci asırda yaşamıştır.
Ebu’l-Bekâ’nın Gırnata’ya sık sık gittiği ve yöneticileriyle irtibata geçip onları şiirleriyle methettiği belirtilir (Lisânuddin el-Hatîb, 1975: III, 361). Esas ikamet yeri Runde şehri olsa da Endülüs şehirlerinin büyük bir kısmını ziyaret ettiği ve bu ziyaretlerinin kimi zaman aylar sürdüğü ifade edilir. Buna binaen, Ebu’l-Bekâ’nın ağıt yakacağı şehirleri önceden gördüğü ve onları şiirleriyle vasfettiği söylenebilir (Behnâm ve ‘Adnan, 2004: 21; Rahhâl, 1966: 82).
Sosyal ilişkileri gayet geniş olduğu anlaşılan er-Rundî’nin çevresinde emirler, vezirler, fakih, edip ve şairlerin olduğu yazdığı şiirlerinden net bir şekilde anlaşılmaktadır (Kârre, 2011; ed-Dâye, 1986). Ebu’l-Bekâ şiir ve nesir yazan iyi bir edebiyatçı olmasının yanı sıra kaynakların belirttiği üzere matematik ve ferâiz/miras ilminde yetkin, fıkıh ve hadis ilimlerinde de derin bilgiye sahip biridir (Lisânuddin el-Hatîb, 1975: III, 360-361). Ebu’l-Bekâ çoğu, vasıf olmak üzere yazdığı şiirlerin farklı türleri ve konuları arasında mersiye önemli bir yer alır. Sekiz yaşında iken ölen oğluna yazdığı bir mersiyesi bulunmaktadır.
Kaybettiği annesinin ardından babasını da kaybetmesi onu fazlasıyla hüzünlendirmiş ve bunun üzerine bir mersiye daha yazmıştır (Rahhâl, 1966: 57). Şiirin yanı sıra farklı konularda eser de yazmış olan Ebu’l-Bekâ’nın eserlerinin büyük bir kısmı günümüze ulaşmamıştır. Ancak bunlar, biyografisini yazanlar tarafından not edilmiştir. Cibril Hadisi üzerine bir kitap ve ferâiz ilmine dair de bir kitabından bahsedilmiştir. Ayrıca Ravdu’l-uns ve nuzhetu’n-nefs adında İslam tarihine dair bir eseri de vardır. Aruz ilmi üzerine bir eser ve şiir eleştirisine dair el-Kâfî fi nazmi’l-kavâfî isminde bir kitabı da vardır (el-Ensârî, 1984: IV, 137; Lisânuddin el-Hatîb, 1966: III, 360-36; el-Makkarî, 1980: IV, 486-490; ‘Anân, 1997: IV,49-50,456-457; Halîfe, DİA., XII, 298-299).
Kaynaklar Ebu’l-Bekâ’nın ilim, ahlak ve zühdünden övgüyle bahseder (Geniş bilgi için bkz. Mekkî, 1987: 276-323). Mersiyenin Kaynakları ve Miktarı Ebu’l-Bekâ er-Rundî’nin Endülüs Mersiyesi, yazıldığı zamandan beri ilgi görmüş, tarih ve edebiyat kitaplarında adı zikredilmiştir. İlgili kaynaklar ve mersiyenin beyit sayısı hususunda farklı bilgiler vardır: el-Makkarî, Ebu’l-Bekâ er-Rundî’yi Endülüs’ün son edebiyatçısı olarak nitelendirir ve ardından onun kasidesine yer verir. 43. beyitten sonra kaside burada bitti diye bir not düşer (el-Makkarî, 1980: I, 47-50).
Lisânuddin el-Hatîb, er-Rundî’nin hayatını, eserlerini, şiir ve nesrini uzun uzun ele alır kendisine nisbet edilen şiirlerin neredeyse tümüne yer verir. Ne var ki Endülüs Mersiyesi’ne bir işaret ile de olsa hiçbir gönderme yapmaz (Lisânuddîn el-Hatîb, 1975: III, 360372). Bu da bazı araştırmacıların bu kasidenin er-Rundî’ye ait olmayabileceği kanaatinde olabileceğini düşünmelerine sebep olmuştur. Biyografisini ele alanlardan biri de İbn ‘Abdulmelik el-Ensârî’dir. er-Rundî’nin şair olduğunu söyler ve iki kasidesine yer verir, ancak mersiyeden bahsetmez (el-Ensârî, 1984: IV, 136-139). Birçok edibin Endülüs’e ağladığını söyleyen İbn ‘İzârî el-Merrakişî bunlardan birisinin de Sâlih b. Şerîf er-Rundî olduğunu belirtir ve mersiyesinin 17 beyitine yer verir.
İbn ‘İzârî’nin yer verdiği kasidenin kimi kelimeleri diğer varyantlardan farklılık arz etse de esasta aynıdır (el-Merrâkeşî, 1985: 463-464). ‘Alî b. ‘Abdullâh b. Ebî Zer‘ (ö.741/1340) “İbnu’l-Ahmar, yukarıda adı geçen şehirleri Alfonso’ya verince Ebu’l-Bekâ Endülüs’e ağlayarak şu kasideyi söyledi” diyerek kasidenin 43 beytini aktarır (İbn Ebî Zer‘, 1972: 112-114). el-Makkarî Nefhu’t-tîb adlı eserinde “Endülüs’e ağıt konusunda şöhret bulmuş şiirlerden meşhur edebiyatçı Ebu’l-Bekâ Sâlih b. Şerîf er-Rundî’nin şu sözleridir” diyerek kasideye yer verir. 42 beyit olarak belirlediği kasidenin sonunda şu notu düşürür: “Eşsiz kaside burada bitti. Halk arasında, er-Rundî’nin vefatından sonra düşmanın eline geçen Gırnata ve Basta’nın da adının geçtiği bazı ilaveler vardır. Benim burada yer verdiğim beyitleri güvendiğim kişilerden aldım. Azıcık edebi zevke sahip olan kimse söz konusu ilavelerin belâgat açısından aslına asla yaklaşmadığını görür.
Kanaatime göre Endülüs’ün diğer şehirlerinin düştüğünü görenler çok hoşlarına giden bu mersiyeye yeni beyitler ekleyip kral ve idarecileri direnmeye teşvik etmek istemişlerdir” (elMakkarî, 1980: IV, 486-490). eş-Şihâb el-Hafâcî (ö.1069/1658) kasideyi Osmanlı sultanı Sultan Süleyman döneminde Endülüs’te esir düşen Yahyâ el-Kurtubî (ö. 537/1142)’ye nisbet eder. Ve esir iken yazdığı bu kasideyi İslam ülkesine ağıt olarak yazıp Osmanlı sultanlarına gönderdiğini belirtir. el-Hafâcî kasideyi 61 beyit olarak kaydeder (el-Hafâcî, 1273: 182-184). Kasidenin Özgünlüğü Yukarıda da belirtildiği gibi elimizdeki Endülüs mersiyesi şehir mersiyelerinin ne ilki ne de sonuncusudur.
Bundan önce de hem Doğu’da hem Endülüs’te şehir mersiyeleri yazılmıştır. Dolayısıyla daha önce söylenen mersiyelerden etkilenmemiş ve geçmişin tecrübelerinden yararlanmamış olmak mümkün değildir. Oldukça içten ve samimi duygularla söylenmiş bu mersiye, doğrudan insanların gönüllerine hitap ettiği ve duygularını okşadığı için Endülüs’te ve tüm İslam dünyasında şöhret bulmuştur. Öyle ki nesir edebiyatının prensi olarak kendisinden bahsedilen Şekib Arslan bu kaside için şöyle demiştir: “Bu mersiye İmruu’l-Kays’ın “Kıfâ nebki min zikrâ habîbin ve menzili” kasidesini geride bırakmıştır.
Bu güne kadar insanlar bu kaside kadar duyguları harekete geçirip canlandıracak ve onları duyarlı hale getirecek bir kasideyle karşılaşmamışlardır. Ayrıca kaside, yapısı ve kurgusu itibariyle özgün ve eşsizdir” (Arslan, ts., III, 546). Birçok Arap şair de Ebu’l-Bekâ er-Rundî’nin mersiyesine nazireler yazmıştır. Yazılan en önemli nazire şüphesiz Ahmed Şevkî’nin Dimaşk için yazdığı mersiyedir. Aynı kafiyeyi kullanan Ahmed Şevkî, Dimaşk’ın başına gelenler kendisine Endülüs’ü hatırlatmıştır. Bunun üzerine meşhur Endülüs mersiyesinin tarzı üzerine 41 beyitlik bir mersiye yazmıştır (Şevkî, 2001: II, 98-100). Hicri IV. Asırda Ebu’l-Feth el-Bestî (ö.402/1011) tarafından aynı vezin ve kafiye ile yazılmış ve içeriği itibariyle mersiye olmasa da Ebu’l-Bekâ’nın mersiyesiyle ortak manalar taşıyan bir kaside bulunmaktadır (el-Bestî, 1989: 186-192).
Bu kasidenin er-Rundî’nin kasidesinden önce yazılmış olması, vezin ve kafiyelerinin aynı olması bazı araştırmacıları bunun özgün olmadığı aksine taklit ve muaraza olduğu düşüncesine sevk etmiştir (Ebû Sa‘da, 1989: 130-131). Ancak iki kasidenin konusu farklıdır. el-Bestî’nin kasidesine hikmet ve öğüt hakim iken, er-Rundî’nin kasidesi ise mersiye olması bakımından farklılık arz etmektedir. Kasidelerdeki bahir ve kafiyenin aynı olup bazı kelimelerin benzerliği yüzünden kasideyi taklit olmakla nitelendirmek haksızlık olur. Bu durum kasideyi, muaraza veya nazire de yapmaz. Bilakis eski, farklı bir coğrafyada ve farklı bir konuda söylenmiş bir kasidenin şekil ve musiki yönlerinin alınıp uzak bir coğrafyada ve farklı bir konuda yeni bir duyguyla başka birinin bir kaside yazması, olsa olsa şairin deha ve becerisini ortaya koyar. Kimi araştırmacılara göre, kasidenin Ebu’l-Bekâ er-Rundî’ye nisbetini tartışır hale getiren üç sebep vardır. a- Kasidenin Endülüs tarihini ele alan el-İhâta gibi önemli bir eserde yer almaması. b- el-Hafâcî’nin kasideyi Yahya el-Kurtubî adında başka bir şaire nisbet etmesi. c- er-Rundî’nin, birçok şiirine atıf yaptığı ve bir kısmına uzun uzun yer verdiği el-Vâfî fî nazmi’l-kavâfî adlı eserinde bu mersiyeye yer vermemesi (eş-Şihâvî, 1421: 125).
Ancak meseleye daha ilmi yaklaşıldığı zaman bu gerekçelerin hiç birinin söz konusu iddiayı desteklemediği görülecektir. Zira, kasidenin el-İhâta gibi önemli bir kaynakta yer almaması, kasidenin yer aldığı diğer kaynakları geçersiz hale getirmez. Kaldı ki kasidenin elİhâta’da yer almamasını şu iki sebebe bağlamak mümkündür. a- el-İhâtayı istinsah eden katip kısaltma amacıyla veya şöhretinden dolayı yazmaya gerek olmadığı düşüncesiyle kasideyi ihmal etmiştir. b-İbnu’l-Hatîb, Endülüs şehirlerinin düşmanın eline düşmesinde ihmali ve kusurları bulunan ayrıca sorumlu tutulan Benu’l-Ahmar krallarına yaranmak ve onları öfkelendirmemek için yer vermemiş olabilir. Zira bu mersiyenin kitapta yer alması, dönemlerinde Endülüs felaketinin gerçekleştiği büyük atalarını kötüler veya suçlama anlamına gelir. Bu ikinci ihtimal daha güçlü görünmektedir.
Kasidenin Yahya el-Kurtubî’ye nisbet edilmesi doğru bir iddia değildir. Zira elHafâcî’deki kasidede er-Rundî döneminde düşmeyen bazı şehir isimleri geçer. Oysa Ebu’l-Bekâ’nın kasideyi nazmettiği 665/1266 yılından sadece yirmi yıl sonra yazılan İbn ‘İzârî’nin el-Beyânu’l-Muğrib’inde bu ilaveler yoktur. Nitekim kaside bu kaynakta eksiksiz tam olarak yer alır. Aynı şekilde 679/1280 tarihine kadarki tarihi vakalara yer veren İbn Ebî Zer‘ın (ö.741/1340) ez-Zahîretu’s-seniyye’sinde de yer alır. Bu iki eser de Endülüs’ün en güvenilir ilk tarih kaynaklarıdır. Kaldı ki VII. asır ile XI. Asır arasında çok büyük bir zaman aralığı vardır. Kasidenin el-Vâfî fî nazmi’l-kavafî’de yer almaması veya kendisine işarette bulunulmaması söz konusu kitabın, kaside yazılmadan önce telif edilmiş olma olasılığından da olabilir (Behcet, 2006: 303-331; ed-Dâye, ts.: 168; el-Vânlî, 1992).
Kaynak: BİR ŞEHİR MERSİYESİ ÖRNEĞİ: EBU’L-BEKÂ ER-RUNDÎ’NİN ENDÜLÜS MERSİYESİ A CITY ELEGY EXAMPLE: ABU’L-BEQA SALEEH B. SHERIF AR-RUNDI’S ELEGY FOR ANDALUSIA Abdulhadi TİMURTAŞ· Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 36 Volume: 8 Issue: 36 Şubat 2015 February 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581, mirkad.org